Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için kayıt olmalısınız.
|
Kimler Çevrimiçi |
Şu anda 413 aktif kullanıcı var. » (0 Üye - 411 Ziyaretçi) Bing, Google
|
|
|
Jabra ile özgürlük |
Yazar: overkillapo - 24-05-2005, 21:13 - Forum: Mobil Cihazlar
- Yorum (3)
|
 |
Jabra, özellikle güvenli araç kullanımı için vazgeçilmez bir ürün lanse etti. Kablosuz ve taşınabilir özelliği ile dikkati çeken Jabra SP500, sadece araç içinde rahat kullanım sağlamıyor; ayrıca ofiste veya evde rahatça telekonfernas yapma imkanı sağlıyor. Bluetooth bağlantısına sahip herhangi bir cep telefonu ile çalışabilen Jabra SP500, dijital ses kalitesi ve kullanıcıları kablo derdinden kurtarması ile de büyük kolaylık sağlıyor.
Jabra SP500 otomatik ses kontrolü sayesinde konuşma esnasında dışardan gelen sesleri de obzerve ederek, arabanın içi kalabalık olsa bile sürücünün ses ayarı yapmasına gerek kalmadan, elleri direksiyondayken rahatça konuşabilmesini sağlıyor. Özel tasarımlı Dijital Sinyal İşleme (DSP) çözümü sayesinde, arka fondaki gürültüyü azaltarak, dijital olarak temiz ve mükemmel bir ses kalitesi sağlıyor. Ses seviyesinin manuel olarak da ayarlanabildiği SP500, mute (sessiz) tuşu ile de mahremiyet sağlıyor.
20 saat konuşma, 480 saat bekleme süresi ile kullanıcılara rahatlık sunan Jabra SP500, uzun ömürlülüğü ve 2 saatte şarj edilebilme özellikleri ile de ilgi çekiyor. Tek tuşla cevaplama/reddetme, -bu özelliğe sahip telefonlarda- sesli arama özelliği de sunan Jabra SP500, bir tuş ile kolayca Bluetooth’a bağlanabiliyor.
İnce, hafif tasarımı ile Jabra SP500, klibi sayesinde kolayca aracın güneşlik kısmına monte edilirken; araç ve seyahat kitleri sayesinde ofiste, seyahatte, evde telekonferansa ihtiyaç duyulan her noktada kesintisiz iletişim imkanı sunuyor.
Jabra SP500 TESAN, TeknoSA, Genpa, Kipa, Metro ve KVKShop satış noktalarında satışa sunuluyor.
SP500:
• Otomatik ses kontrolü
• Dijital Sinyal İşleme sistemi ile dijital ses kalitesi
• Çift yönlü 96 dB hoparlör ile yüksek performans
• Elle ayarlanabilen dijital ses kontrolü
• Mute (sessiz) tuşu
• Kolay eşleştirme tuşu
• 20 saat konuşma, 480 saat standby süresi
• Mikrofon sesi ayar tuşu
• 12 cm uzunluk x 4 cm yükseklik x 7 cm genişlik
• 170 gr ağırlık
• Mevcut durumu bildiren ışık (LED indicator)
• Araç şarj kiti / araç içine asmak için özel tutaç
• Bluetooth 1.2 uyumlu
|
|
|
Yıldız Savaşları: Bölüm III - Sith'in İntikamı |
Yazar: overkillapo - 24-05-2005, 21:09 - Forum: Genel Kültür - Sinema - Müzik
- Yorum (1)
|
 |
1977'den bu yana gündemden düşmeyen efsaneyi nihayete erdiren "Star Wars Bölüm III: Sith'in İntikamı", Anakin Skywalker'ın gücün karanlık tarafıyla yaşadığı imtihan üzerine yoğunlaşıyor. Herkes onun neyi seçeceğini biliyor, ama nasıl seçeceğini ölesiye merak ediyor!
GEORGE Lucas'ı adeta 'acıların çocuğu' haline getiren, ömrünü yiyen ama bir yandan da onu dünyanın en zengin sinemacıları arasına sokan "Star Wars" efsanesi, 1977'den bu yana büyüyen fanatik kitlesiyle beyazperdenin en büyük 'fenomen'i kimliğiyle ölümsüzlüğünü sürdürüyor. 1977, 1980 ve 1983'teki ilk üç filmin (ya da son üç film) ardından uzun bir süre bekleyen Lucas, bildiğiniz gibi 1997 ve 1999'da gösterime soktuğu iki 'ön film'le hayranları bir 'tamamlama' telaşına sokmuştu. Daha zor koşullarda çekilmesine karşın yenilere göre daha çok sevilen 'ilk üçleme'nin önüne konuşlanan bu iki film, teknolojinin nimetleriyle birlikte seyir zevki yüksek ama 'içerik destek'i yetersiz görünen yapımlardı. Buna karşın fanatiklerin çoğu tarafından bağra basılan filmlerin üçüncüsü, yani efsaneyi tamamlayacak halka "Star Wars: Episode III-Revenge of the Sith" (Star Wars Bölüm III: Sith'in İntikamı), dünyayla aynı anda bizde de gösterime girdi ve salonları hayran yığınlarıyla doldurmayı başardı. Bu noktada şunu belirtmek gerek; George Lucas, bu son filmde ne yaparsa yapsın salonları doldurmayı başaracaktı, çünkü serinin ilk (ya da dördüncü) filmine bir şekilde bağlanacaktı öykü (ya da efsane). Böylesi tarihi bir 'buluşma'yı kim kaçırmak ister ki!
Bunca laf salatasından sonra sadede gelelim ve artık geçelim efsaneyi tamamlayan filme ve onun nelere kadir olduğuna... "Star Wars Bölüm III: Sith'in İntikamı", ikinci bölümde 'karanlık taraf'a yönelme eğilimleri gösteren Anakin Skywalker'ın, bilinen ama nasıl olacağı ancak tahmin edilebilen Darth Vader'a dönüşümü üzerine yoğunlaşıyor. Bu dönüşümün sebebini Anakin'in Padmé'ye olan 'saf aşkı'na bağlayan Lucas, böylece öykünün bunca ölüm, kıyım, savaş, mücadele dolu yapısının 'özgürlük' adına değil, aşk adına inşa edildiğini işaret ediyor. Bu tercih konusunda onu eleştirmek haddimize düşmez, hatta böyle bir tercih yaptığı için Lucas'ı ayakta alkışlamak gerek. Zira dünyaları birbirine düşüren, evreni karanlığa hapseden bir mücadelenin müsebbibi olmak, yakışsa yakışsa aşka yakışırdı, tıpkı ilkel çağlardan günümüze gelene kadar olduğu gibi. Tabii buna 'iktidar hırsı' da eklenebilir, ancak bu sebebin 'tali' kaldığı da aşikardır çoğu zaman...
Filmin bugüne göndermeler yaptığı da iddia edilebilir, özellikle Bush ve onun sonsuz iktidar hırsı üzerinde yoğunlaşabilir bu iddialar. Ama "Star Wars"un gündelik rahatsızlıklardan (ve rahatsızlardan) soyutlanmış, 'ünik', kavramlar üstü bir fenomen olduğu açıktır. Bu noktada George Lucas'ın ne düşündüğü, neyi neden çektiği, hangi sahneyi neyi düşünerek tasarladığı bile anlamsızlaşır. Çünkü benzerine "Yüzüklerin Efendisi"nde dahi rastlanamayacak bir 'sahiplenme' duygusuyla vücut bulur "Star Wars" efsanesi. Son derece organiktir, ele avuca sığmaz, bir forma sokmak kimsenin haddine değildir ve dediğimiz gibi sağa, sola, yukarı, aşağı çekiştirmelerin hiçbir yararı, giderek hiçbir anlamı olmaz.
Aslında bu filme dair fazla söze gerek yok, hele ki eleştiri yapmaya kalkmak, çözümlemelere girmek gibi 'klişeler'le eğleşmek, beyhude çabadan öte bir şey değil. O yüzden sözü kısa kesip lafı efsaneye bırakalım ve "Star Wars" fanatiklerini şimdiden uyaralım; kalp rahatsızlığınız varsa "Sith'in İntikamı"nı izlemeyin. Zira yüreğinizin ağzınıza geleceği, heyecandan ölüp biteceğiniz 'kilit' sahneler var filmde. Bu türden bir rahatsızlığınız yoksa, alacağınız keyfin sınırlara dayanacağını da belirtelim; en azından beş sahnede (hangileri olduğunu söylemeyelim) ayağa kalkıp alkışlamak ya da çığlıklar atmak isteyeceksiniz. Bence hiç sınırlamayın kendinizi, basın çığlığı, dışavurun tüm heyecanınızı. Ben yapamadım, siz yapın!!! GÜÇ SİZİNLE OLSUN!!!
Keşke benimde bir ışın kılıcım olsa.
|
|
|
HEM ÇOK İLGİNÇ HEM DE ÇOK KOMİK :)))) |
Yazar: ozan_1179 - 24-05-2005, 19:41 - Forum: KONU DISI
- Yorum (2)
|
 |
Hirsizin biri, bir evin Çatısına Çıkmış ve anten kablosunu kesmis.
Evin reisi de tam TV'ye dalmisken yayin kesilince televizyonunu biraz kurcalamis, Bozuldu herhalde"diyerek yatmis.
Ertesi gun adam ise gittikten sonra hirsiz kapiyi açıp adamin karisina,Yenge, beni abi gönderdi, televizyon bozuk, alin da bir bakin dedi" demis. Saf kadincagiz da televizyonu vermis. Aksam adam eve gelip de televizyonu görememis ve karisindan olayi ögrenince dumura Ugramis tabii. O hafta sonu balkonda keyif yaparlarken bizim hirsiz asagidan islik çala çala onlara bakarak sokaktan geçmiş.
Kadin hirsizi tanimis ve Bak bey! Televizyonu çalan adam iste buydu!!" demis.
Adam bunu duyunca pijamalarla adami kovalamaya baslamis. 5 dakika sonra diger hirsiz adamin evine gelip, karisina Yenge, ben polisim, abi hirsizi yakaladi. Simdi karakoldalar. Pantolonuyla, cüzdanını istiyor."
demis ve kadin da vermis normal olarak. Adam hirsizi uzun bir saat kovaladiktan sonra kan ter içinde eve dönmüş...
VEEE yine dumur! artik adam karisini ne yapmis bilinmiyor ???....
|
|
|
Bedave İngilizce Kursu: DERS1 |
Yazar: ozan_1179 - 24-05-2005, 19:32 - Forum: KONU DISI
- Yorum (5)
|
 |
My mother to be my wife: Anam Avradım olsun
Come with ball my brother Come with ball: Topla Gel Abicim Topla gel
Chicken translation: Piliç çevirme
Leave the door december: Kapıyı aralık bırak
Where is this waiter who I put: Nerede bu kodumun garsonu!...
Clean family girl: Temiz aile kızı.
Your hand is on the job your eye is on playing: Elin iste gözün oynaşta
Sensitive meat ball: içli köfte.
Urinate quickly, satan mixes: Acele ise şeytan karışır
There is no saturation to her observations: Onun Gözlemelerine doyum olmaz
Man doesn't become from you: Senden adam olmaz
Enter the desk: Sıraya gir
Look my ram, I'm an Anatolian child,If I put, you sit.: Bak koçum ben Anadolu çocuğuyum bir koyarsam oturursun
Airplane out of the fart, say hi to that sweetheart: Osuruktan teyyare, Selam söyle o yare
Master !! do something burning-turning in the middle: Usta !! Ortaya yanardöner bişi yapsana
Exploded egypt has escaped to my bosphorus: Boğazıma patlamış mısır kaçtı
In every job there is a no: Her işte bir hayır vardır
She is such a mother's eye girl: Çok anasının gözü bir kız
|
|
|
ilginççç |
Yazar: ozan_1179 - 24-05-2005, 19:29 - Forum: KONU DISI
- Yorum (4)
|
 |
Hepsi gercek olaylardan alinmistir
1.) Exxon'a ait bir petrol tankeri Kanada aciklarinda battiktan
sonra, iki tane deniz ayisi 80.000 dolar harcanarak temizlenmis ve buyuk bir
torenle denize birakilmislar. Tam 2 dakika sonra herkesin gozleri onunde
bir mavi balina deniz ayilarini yemis....
2.) New York'ta yasayan bir psikoloji öğrencisi kiz bos odasini bir
marangoza kiralar. Amaci onunla konusup, adamin davranislarini incelemek.
Ama iki hafta sonra marangoz kizi bir balta ile parcalar..
3.) Bonn'da iki gosterici, domuzlarin kesimevi'ne barbarca götürülüp
orada kesilmelerini protesto ederken, domuzlarin bulundugu yerin kapıları
kirilir ve 2000 domuz kacisirken, iki gostericiyi ezerek öldürürler..
4.) Amerika'da kadinin biri evine gelir ve kocasını mutfakta titrerken
görür.Belinden su-kaynatici'ya dogru bir kablo gitmektedir. Kadin hemen
kalin bir tahta parcasi bulur ve adamin koluna vurarak onu elektrik şokundan
ayırmaya çalışır. Adamin kolu iki yerinden kirilir. Sonradan anlasilir ki,
kocasi orada mutlu bir sekilde wallkman dinliyordur........
5.) Irakli bir terorist postaya bombali-mektup verir. Posta ücreti
eksik ödendigi icin mektup kendisine geri postalanir. Herseyi unutan
terorist mektubu açınca parcalanarak ölür......
yaaaaa terörst olacaksan ne yaptığını unutmayacaksın...
|
|
|
Steam güncellendi |
Yazar: ozan_1179 - 24-05-2005, 19:19 - Forum: Counter Strike
- Yorum Yok
|
 |
Half-Life ve Counter-Strike oyuncularının baş programı steam sisteminde güncellenme yapıldı. Bu sayede birçok hatanın da önüne geçilmiş oldu.
Counter-Strike'taki nişan alırken oyuncuları kısıtlayan sorunlar ve oyunun belli dosyaların bulunamaması sonucunda verilen hatalar giderildi. Ve son olarak Windows tarafından çıkan problemlere de son verildi.
Bu sayede artık steam kullanıcıları monitör ile sinir harbi yaşamak zorunda kalmayacaklar.
http://ve3d.ign.com/articles/618/618362p1.html (KAYNAK)
-------------------------------------------
Abdullah
-------------------------------------------
Yukarıdaki adresi silmiyorum ama asıl adres o değil asıl adres
http://www.trgamer.com/haberler.asp?id=7651
|
|
|
Half Life 2: The Lost Coast'tan yeni ekran görüntüsü |
Yazar: ozan_1179 - 24-05-2005, 19:15 - Forum: Counter Strike
- Yorum (1)
|
 |
Valve daha henüz ilk eklenti oyunu olan Half Life 2: Aftermath'i piyasaya çıkarmadan bir sonraki oyunun yani Half Life 2: The Lost Coast'ın yeni bir ekran görüntüsünü yayınladı.
Oyun hakkında şuan verilen bilgiler oldukça sınırlı. Resimdeki balıkçının arkasındaki manzaraya bakıcak olursak kayıp bir kıyıda soluksuz maceralara atılacağız.
|
|
|
Kendi küçük marifeti büyük.. |
Yazar: ozan_1179 - 24-05-2005, 14:23 - Forum: Kullanıcıların gönderdiği haberler
- Yorum (4)
|
 |
Vestelin manisadaki ARGE merkezi vestel-city'de geliştirilen dizüstü bilgisayarlar arasında en dikkati çeken 12 inçlik Vestel Lite !.4 ghz'lik intel cenrino mobil teknolojisine sahip olan vestel lite, uzun pil ömrü(3.5 saat) ile kullanıcısına esnaklik ve hareket özgürlüğü kazandırıyor.Yalnızca 1400 gramlık ağırlığıyla özellikle öğrenci ve çalışanların ilgi alanına girmesi beklenen dizüstü, 256 Mb DDR bellek, 40 GB sabit diske sahip. Boyutları 27x22xx24.5 cm. . :!: :!:
|
|
|
|