Intel Baskani ve CEO'su Paul Otellini, IDF'te toplanan binlerce yazılım geliştirici ve mühendise şirketin teknoloji liderliğini pekiştirme planlarını açıkladı ve Kasım ayında Intel'in bilgisayarlar ve yüksek hacimli sunucular için dünyanın ilk dört çekirdekli işlemcilerini çıkaracağının duyurdu. Ayrıca 5 yıl içerisinde 80 çekirdekli işlemcilerin piyasada olacağı belirtildi.

Intel Baskani ve CEO'su Paul Otellini, Intel Developers Forum’da silikon teknolojisindeki son gelişmelerin enerji verimliliğinin öncelikli olduğu yeni dönemde yepyeni performans rekorları sağlayacağından bahsetti. Otellini ayrıca, Kasım ayında Intel'in bilgisayarlar ve yüksek hacimli sunucular için dünyanın ilk dört çekirdekli işlemcilerini çıkaracağının müjdesini verdi ve Intel'in endüstri lideri 65nm ve 45nm üretim teknolojisi hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Otellini, "İşlemci gücünün önemi gittikçe artıyor. Isınmayı azaltma, pil ömrünü artırma ve veri merkezlerinde elektrik maliyetini azaltma da daha kritik hale geliyor. Silikon teknolojisi, çözümün merkezini oluşturuyor. İste biz bu noktada devreye giriyoruz" dedi.

İlk dört çekirdekli işlemciler Kasım’da piyasada

Otellini, performans ve enerji verimliliği açısından, Intel'in yeni Core mikromimarisinin ve amiral gemisi ürünü Intel CoreT2 Duo işlemcisinin endüstriye yepyeni bir standart getirdiğini belirtti. Core 2 Duo'nun geniş bir uygulama yelpazesinde ne gibi sonuçlar verdiğini gösteren Otellini, ürünün tanıtımıyla beraber 60 günden daha az bir zamanda pazara 5 milyon adetten fazla sürüldüğünü ve bunun şirket tarihinde pazara en hızlı yayılan ürün olduğunu söyledi.

Otellini, bilgisayar ve yüksek hacimli sunucular için endüstrinin ilk dört çekirdekli işlemcilerini çıkarma konusundaki planlarını açıkladı. Oyuncuları ve içerik yaratıcılarını hedefleyen ilk işlemci, Kasım ayında piyasaya çıkacak ve Intel CoreT2 Extreme dört çekirdekli işlemci adını taşıyacak. Bu işlemci, bugünkü Intel Core 2 Extreme işlemciye göre performansı yüzde 67 kadar artıracak. Þirketin asil dört çekirdekli işlemcisi ise 2007'nin ilk çeyreğinde çıkacak ve Intel CoreT2 Quad işlemci adini alacak. Sunucu alanında ise, çift işlemcili sunucular için Quad-Core Intel Xeon Processor 5300 serisi işlemciler bu yıl çıkarken, “blade” sunucular için düşük güçlü 50 vatlık yeni Quad-Core Intel Xeon Processor L5310, 2007'nin ilk çeyreğinde sunulacak.

45nm teknolojisi ile üretilen işlemciler yolda

Moore Yasası’ndaki gelişmelerle beraber endüstri lideri silikon teknolojisi ve üretim yeteneklerini açıklayan Otellini, performans ve enerji verimliliğine atıfta bulunarak "hepsi transistörlerle" başladı" dedi. Intel'in 2005 yılında, gelişmiş 65nm silikon teknolojisini ilk uygulayan üretici olduğunu söyleyen Otellini, Intel'in işlemcilerinin büyük bölümünü 65nm teknolojisi ile üretip rakiplerinden önce piyasaya sunduğunun altını çizdi.

İleriye yönelik olarak Intel'in 2007'nin ikinci yarısı için planladığı gelecek kuşak 45nm teknolojisi ile üretim planı sürüyor. Otellini, şirketin şu anda masaüstü, mobil ve kurumsal alanlarda 15 tane 45nm ürünü geliştirme aşamasında olduğunu ilk kez açıkladı. Bu ürünlerden ilkinin tasarımı bu yılın dördüncü çeyreğinde tamamlanacak. Otellini konuşmasında, şirketin 500.000 m2'den fazla temiz alana sahip ve 9 milyar dolardan fazla yatırım yapılan 45nm'lik fabrika ağının üzerinde de durdu.

5 yıl içinde 80 çekirdekli işlemci

Otellini, Moore Yasası’nı takip eden yeni üretim teknolojilerinin, Intel'in her iki yılda bir yeni mikromimari tanıtma planları ile birleşince, 2010'da bugünün Core mikromimari ürünlerine göre vat başına performansta önemli bir ilerleme kaydedileceğini tahmin ediyor.

Otellini ayrıca 2008'de gelecek yeni mikromimarileri (kod adi Nehalem ve 45nm olması hedefleniyor) ve 2010'dakileri gösteren (kod adi Gesher ve 32nm olması hedefleniyor) bir tablo gösterdi. Birbirleri ile paralel çalışan ayrı ekipler tarafından geliştirilecek olan bu yeni mikromimarilerin geleceğin özel proses teknolojileri ile kesişmeleri hedefleniyor.

Otellini, "Bu on yılın sonunda, bugünün işlemcilerinin vat başına performanslarını yüzde 300 artırmış olacağız. Bu güç ve performans, geliştiricilerin ve üreticilerin inanılmaz boyutlarda özelliğe sahip sistemler geliştirmelerini sağlayacak" dedi.

Moore Yasasi'nin gelecekte de ayni başarıyla devam edeceğini vurgulamak için Otellini, 80 basit kayan noktalı işlemci çekirdeğine sahip bir işlemci prototipi tanıttı. Sadece 300 mm2 yer kaplayan bu deneysel yongadaki küçük silikon parçası, bir Terabaytlık performansa ulaşabiliyor, yani saniyede 1 trilyon kayan nokta işlemi gerçekleştirebiliyor. Otellini bu işlemciyi Intel'in 11 yıl önce devrim niteliğindeki ilk Terabaytlık süper bilgisayarı ile kıyasladı; o zamanki bilgisayar 10.000 Pentium Pro işlemciye sahipti ve yaklaşık 185 m2 alana yayılan 85 adet kabinden oluşuyordu.

AlInTıDıR

Mars'taki Victoria Kraterine Ulaşıldı

NASA'nın Mars'ta yaşam belirtisi arayan ikiz robotlarından Opportunity, yaklaşık 21 haftalık yolculuğunun ardından, şimdiye kadarki en büyük hedefi olan Victoria kraterine ulaştı.



Bunu Mars'ın keşif çalışmalarında bir mihenk taşı olarak gören ve özellikle Kızıl Gezegen'in geçmişine ilişkin sorulara açıklık getirmesini bekleyen NASA'da görevli bilim adamları, Opportunity'nin şu anda tam olarak kraterin kuzeybatı köşesinde olduğunu belirtti.

Bilim adamları, robotun gönderdiği düşük çözünürlüklü fotoğrafların kraterde önemli jeolojik bilgiler bulunduğunu gösterdiğini kaydetti.

Mars misyonunun başlıca bilimsel katılımcısı Cornell Üniversitesi'nden Steven Squyres, "şimdiye dek buranın ne gibi bilgiler barındırıyor olabileceğini bilmiyorduk, dünkü fotoğrafla birlikte bu seyahatin her şeye değdiğini anladık. Jeologların rüyaları gerçek oldu" diye konuştu.

Derinliği 60 metre, çapı 800 metre olan kraterin iç duvarlarındaki kaya katmanlarının, gezegenin geçmişiyle ilgili önemli bilgiler sağlamasını beklediklerini belirten Squyres, "özellikle robotların iniş yaptığı yere yakın bulduğumuz ıslak alanın geçmişte daha yaygın olup olmadığını öğrenmeyi umuyoruz" dedi.

Yüksek çözünürlüklü fotoğraflar bekleniyor

Mars'a ocak 2004'te inen ve NASA'nın öngördüğü 90 günlük ömrü 10 kez aşan Opportunity'nin bugün kraterden yüksek çözünürlüklü fotoğraflar göndermesi bekleniyor.

NASA mühendisleri, şimdiye dek 9.2 km yol kat eden Opportunity'yi, kraterin panoramik görüntüsünü alabilmesi için daha uygun bir noktaya yönlendirmeye
çalışırken, görüntüleri inceleyerek, robotun bir sonraki güzergahını ve kratere
en güvenli şekilde inebileceği noktayı kestirmeye çalışıyor.

Daha önce iki krater daha inceleyen Opportunity ile ikizi Spirit, 90 günlük görev sürelerini çoktan aşarak 900 gündür Mars'ı incelemeye devam ediyor ve görevlerini daha uzun süre sürdüreceğe benziyor.

NASA'nın ayrıca Mars Global Surveyor ve Mars Odyssey uzay araçları da Kızıl Gezegen'i yörüngeden gözlemliyor.

kaynak: http://www.haberalemi.net/haber_detay.php?haber_id=8242

Çinli araştırmacılar, ülkenin ilk füzyon deneyinde plazma üretmeyi başardıklarını açıkladı.



Çinli araştırmacılar, ülkenin ilk füzyon deneyinde plazma üretmeyi başardıklarını açıkladı.

ABD ve Avrupa’nın da üzerinde çalıştığı füzyon teknolojilerinde artık Çin de söz sahibi. Temiz ve tükenmez enerjiler elde etmek için gelecek vaad eden füzyon aynı zamanda Güneş’in de başlıca enerji kaynağı. Füzyon, mevcut fizyon teknolojilerinin aksine çok az miktarda radyoaktif çöp ürettiği için tercih ediliyor. Ancak füzyondan enerji üretilmesinin uzun yıllar alacağı belirtiliyor.

Araştırma, Çin hükümetine bağlı Ulusal Plazma Fizik Merkezi’ndeki Tokamak adlı füzyon reaktöründe yapıldı. Ancak Çin deneye ilişkin detayları açıklamadı. Füzyon deneylerinde kullanılan dev reaktörlerin yapımı, yüksek maliyetler gerektiriyor.




Ekonomisi hızla büyüyen Çin, gerek uluslararası prestij, gerekse petrole bağımlılığını azaltmak için füzyona yatırım yapıyor. Çin, günde 3.5 milyon varille dünyanın ikinci petrol tüketicisi. Petrole bağımlılığını azaltmak isteyen Çin, gelecek yıllarda nükleer enerji üretmeyi planlıyor ve doğal gaz, rüzgar ve mısırdan elde edilen etanol gibi daha temiz enerjilere de yatırım yapıyor. Füzyon deneyleri de bunun bir parçası.

GÜNEÞ’İN ENERJİ KAYNAÐI
Nükleer kaynaşma olarak tanımlanan füzyon, fizyonun (nükleer parçalanma) tersine, farklı iki element çekirdeğinin birleşerek daha ağır bir element atom çekirdeği oluşturmasıdır. Çekirdek Tepkimesi olarak da bilinen bu tepkimenin sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkıyor. Füzyon, aynı zamanda Güneş’te doğal olarak gerçekleşen bir süreç.

ÇİN’İN NE KADAR İLERLEDİÐİ BİLİNMİYOR
Dünyanın önde gelen fizik kurumlarından Almanya’nın Jueglich kentindeki Plazma Fizik Enstitüsü uzmanı Karl Heinz Finken, söz konusu füzyon deneyinin Çin için büyük bir adım olduğunu, ancak deneyin detayları açıklanmadığı için bilimsel anlamda ne kadar ileri bir düzeye ulaşıldığının bilinemeyeceğini ifade etti.

AB destekli yürütülen Fransa’nın Cadarache kentindeki International Thermonuclear Experimental Reactor - ITER (Uluslararası Termonükleer Deney Reaktörü) 2015 yılında bitirildiğinde dünyanın en önemli reaktörü olacak. ITER’in ortakları arasında Çin de bulunuyor; diğer katılımcı ülkeler AB, ABD, Rusya, Japonya, Hindistan ve Güney Kore.

ITER uzmanlarından Gabriel Marbach da, plazma üretmenin önemli bir basamak olduğunu, ancak Çin’in ABD veya AB düzeyinde olup olmadığının bu deneyden anlaşılamayacağını belirtti. Marbach, “Ancak Çin’in reaktörü son derece kısa bir zamanda inşa etmesi ve plazma üretebilmiş olması, takdir nedeni” diye konuştu.

kaynak: http://www.haberalemi.net/haber_detay.php?haber_id=8322

Hackerliik Alanında İkinciyiz

İnternet ve web sitesi güvenliği kuruluşu Scan Alert Genel Müdürü Michael R. Ayers, Türkiye'nin Hacker'lık alanında dünyada ikinci konumda olduğunu savundu.



Ayers, Hacker'lıkta Türkiye'nin dünyadaki ilk üç arasındaki yerinin hiç değişmediğini söyledi.

Yeni nesil İnternet korsanlarının, Hacker'ların son derece usta ve iz bırakmadan hareket ettiklerini belirten Ayers, çalınan kredi kartının bedelinin 50 dolardan 150 dolara kadar çıktığını, Hacker'ların bu şekilde para kazanıp, haksız bir şöhret sahibi olduklarını kaydetti.

Ayers, dünya genelinde kullanılan İnternet bant genişliğinin yüzde 3'ünün aktif olarak Hacker'lar tarafından kontrol edildiğini, yeni alınan bilgisayarın mutlaka bir Hacker'ın taramasından geçtiğini vurguladı.

Ayers, "Dünyada e-ticarette 150 milyar dolarlık bir dönüşüm var. Bunun birkaç milyar dolarlık kısmı Hacker'lar tarafından ele geçiriliyor. Kesin rakamı söylemem mümkün değil, çünkü bunların bir kısmı hasır altı ediliyor" dedi.

Scan Alert Türkiye Genel Müdürü Özgür Koca da, Türkiye'nin Hacker'likte neden ilk sıralarda olduğunun sorulması üzerine, "Türklerin bir şekilde Hacker'lığa ilgileri var. Rusya ve Türkiye, dünya genelinde birincilikte sürekli yer değiştiriyor" diye konuştu

kaynak: http://www.haberalemi.net/haber_detay.php?haber_id=7763

Bu fotoğrafa yakından bakın ve ne olduklarını tahmin etmeye çalışın. Eğer yine bir tahminde bulunmadıysanız haberimizi tıklayın gözlerinize inanmayacaksınız.

Aşağıda gördükleriniz sizce ne?




Yakından bakın ve ne olduklarını tahmin etmeye çalışın



İçinde gizli kamera olan kalemler mi dersiniz? YANLIÞ



Başka tahmini olan? Baylar ve bayanlar... Tebrikler! Az once dizüstü bigisayarların geleceğini görmüş bulunuyorsunuz.Yakında PC"nizi bunlarla değiştireceksiniz
ÞİMDİ BAKIN...



Minik bilgisayarların değişiminde bilimadamları Bluetooth ile bir adım öteye geçtiler.

PS3 gibi gecikmeli bir ürün olan Sony Reader PRS-500'ün ilk olarak Mart 2006'da çıkacağı söylenmişti. Þimdi ise en geç Ekim ayının sonunda piyasalara düşeceği söyleniyor. Beklemenin nedeni olarak; rakip e-kitap okuyucuların da o tarihlerde piyasada olması ve Sony'nin modele eklentiler yapmasına bağlayabiliriz. Elektronik kitap okumanızı, RSS haberlerini takip etmenizi ve PC bağlantısı yapmanıza imkan vermesi ile basılı yayınların gelecekte yerini alacak olan Sony Reader rahat görüş alanı sunan 6-inçlik ekrana sahip. Pil ömrünün 7500 sayfa okunması için yeterli olduğu söylenen bilgilerden. Korumasız PDF, TXT, RTF ve Word ile DRM (Digital Rights Management) BBeB (BroadBand eBook) formatında e-kitapların okunabilip Mp3 çalma özelliğine de sahip olan PRS-500 de Sony'nin geleneksel müzik formatı ATRAC'ın yer almaması ilginç. PRS-500 ile birşeyler okumak istiyorsanız ve gözlük kullanıyorsanız yakınları bir kenara bırakın çünkü %200 yakınlaştırma yapılabiliyor.


Sony Reader PRS-500

Apple'ın başarıyla uyguladığı "iTunes Music Store" elektronik mağazasından iPod'lar için müzik şatışı yapması gibi Sony, Reader için bunun elektronik kitap satış türünü uygulayacak (Sony Connect). Connect Reader uygulamasıyla mağazaya bağlantı yapıp kitap alabileceksiniz ve kitaplar basılı olanlarına göre %20-25 daha ucuza temin edilebilecek. Digital rights management kurallarına göz atarsak, satın alınan kitap altı cihaza kadar okunabilecek ve bir okuma aygıtı da PC olmak şartıyla (kitaplar PC'den Reader'a aktarıldığından sanırım, bir şekilde sistemin kırılıp Reader'lar arasında direk paylaşımın önüne geçmek planlanmış olabilir). Sony'nin son dönemde başını çok ağrıtan PSP'nin kırılması ve öncesinde Playstation'da sahte oyun çalıştırılabilmesi gelişmelerine rağmen korumasız dosyaları açabilmesi de ilginç bir nokta. Başka cihazlarla kitap alışverişi ancak hesabınıza kaydedeceğiniz 5 kişiyle aranızda gerçekleşecek. RSS haberlerini cihaza almak için PC bağlantısı yapmanızın şart olduğunu da belirtelim. Aslında bu biraz can sıkıcı gelebilir, neden kendisi bağlanıp alamıyor desekte daha yeni ve gelişmekte olan bir ürün olduğu için ileriki modellerini beklemek lazım.

Bundan önce 2004 yılında Japonya'da çıkan e-kitap okuyucu LIBRIé üzerindeki klavye sayesinde kitabı okurken notlar almanıza imkan veriyordu, hoş bir özellik. Ancak PRS-500 de bu ayrıntı yok. Bunun yerine ileri/geri sayfa gezintisi yapabilmek için tuşlar, sağ altta joystick ve 0-9 arası menüyle ilgili kontrol tuşları var.



Solda Sony Reader PRS-500, sağda ise Sony LIBRIé


Ürünün ekranı özelliklerden de göreceğiniz gibi E-Ink olarak geçiyor. Ekran teknolojisinde önemli bir ilerleme olarak da nitelendirilebilecek bu ekran tipindeki ilk amaç yazıları gazeteden okuyor izlenimi bırakması. Teknolojinin arkasında, kimyasal bir karışımın elektrik alan içerisinde yaptığı koloidal moleküllerin haraket kabiliyeti yatıyor. Bunun sonucunda yüksek karşıtlıklı ve çözünürlüklü, güneş ışığında bile okunabilen, 180 derece görüş açılı ve ekrana gelen görüntünün sabit şekilde kalması için enerji harcamayan bir ekran tipi ortaya çıkıyor. Hal böyle olunca da ürünü deneyen bir editör 1 hafta boyunca kullandığı Reader'ını şarj etmeye ihtiyaç duymadığını sözlerine ekliyor. Ayrıca ışığın çok az olduğu ortamlarda bile rahatlıkla okuma yapabildiğini (arkaplan ışığı olmamasına rağmen) söylemeside gece çok fazla ışığa ihtiyaç duymadan okumak isteyenler için önemli bir özellik.


Genel Özellikler:

Ekran: 6-inç "electronic paper" E-Ink (açıklaması yazının içerisinde var)
Çözünürlük: SVGA 800x600 (inç başına yaklaşık 170 piksel)
Renk: 4-seviye gri ölçek

Güç: Þarj edilebilir Lityum-ion piller, AC Adaptör USB (Sadece pil dolumu için)
Maksimum Pil Ömrü (Kullanıma göre değişkenlik gösterebilir): Tek şarj ile 7500 sayfa okunabilir
Pil Dolum Süresi: AC Adaptörle Yaklaşık 4 saat , USB Kabloyla Yaklaşık 6 saat

Boyutlar: 175.6 mm(Y) x 123.6 mm(G) x 13.8 mm(D)
Ağırlık: 250 gram

Hafıza: 120MB dahili hafızaya 160 civarı kitap sığdırılabiliyor

Yazı Formatları: BBeB Book / Adobe PDF / JPEG / MP3

Kutu İçeriği:
PC Yönetim Yazılımı, Koruma Kılıfı/ USB kablo / AC Adaptör

Çıkış Tarihi ve Fiyat: 31 Ekim'e kadar çıkması beklenen ürün 350$ civarında olacak


Kaynaklar:

- http://www.epaper.org.uk/index.php?optio...7&Itemid=2
- http://www.learningcenter.sony.us/assets...index.html
- http://www.engadget.com/2006/09/26/sony-...reenshots/
- http://en.wikipedia.org/wiki/Sony_Reader
- http://www.pcmag.com/article2/0,1895,1993561,00.asp

bunun üstüne birde bu cikip durmasin

usb kamerayı bütün portlara takmadan tanıtmak mümkün mü?
internet kafenin 150 makinesine usb Kamera tanıtılacak
usb ciahzlar her usb port için driver yüklüyor
bu işlem cihazı portlara takmadan yapılabilir mi
yani cihaz porta takılınca driver istemesin baştan tanıtılmış olsun

Bugün arkadasimdan geliyodum eve gidiyodum yavas yavas yola ciktim tabiki tramvaya binecektim tramvayin gelmesine 5 dakika kalmisti o arada benim bazen internet kafede glördügüm arkadas vardi arkadas derken merhaba merhaba deyip geciyoruz oturdu yanima saati sordu bende telefonu cikarip söyledim sonra bi ara kalkti gitti 2 dakika sonra yine geldi dedi nerde iniyosun bende musiktheater dedim tabi almanca oldugu icin anlamadiniz almanyadayim sonra oda bende orda iniyorum beraber gideriz tamam dedi hee dedim bindik sonra bana dedi bi durak önce inelim yine yakin senin eve dedi bende isim var dedim inmem lazim dedim oda tamam orda inelim dedi inerken telefonunda müzik varmi dedi bende var deim verdim dinliyodu ilerliyoduk bizde yavas yavas ssonra dedi su arkadaki cocuk beni takip ediyo deminden beri dedi telefonumuzu falan almasin dedi 1. burda onlarin arkadas oldugunu plan yaptiklarini bu sözü dediginde anladim telefonumuzu calmasin simdi bu cocuk ne yaparsin calarsa dedi dedim geciririm ama korkarim hadi bicak varsa bide cocuk 20 yaslarinda bende 16 ne yapacamki cocuk ayi gibi deve bisey ezecekti nerdeyse neyse sonra 20 metre kadar sonra arkadaki cocuk geldi hemen benim telefonla arkadasin telefonunu arkadasin elinden cekti dedi kaca satiyon bende niye ne icin satmiyom dedi telefon benim artik dedim niye oda dedi yanindaki arkadasinin abisiyle sorunumuz var o yüzden bende dedim banane onun abisinden benimle ne ilgisi var dedim oda yarin internet cafeye gel saat 5 te alirsin telefonunu bende dedim benim anlimda salakmi yaziyo ben nerden bilecem getirecegini sonra yemin ederim diyo bende dedim hirsizlar yeminmi eder dedim sonra cocuk dedi hadi bye getircem yarin 5 te del bende arkasindan yürüdüm hatta kostu bende arkasindan kosuyorum gelmeyin diyo bagiriyo falan bende daha hala kostum yanimdakide kosuyo tabi onunda telini aldigi icin bide aglama numarasi yapmazmi arkadas telefonum gitti babam beni gebertecek falan filan bende o ara dedim ben sizin plan yaptiginizi düsünüyorum öyle birsey varsa cok kötü olr dedim oda dedi ne plani lan tanimiyom ben nerden tanicam onu atiyo iste sonra icimden korkuyom telefon gitti dedim ahanda boku yedim dedim icimden allahim ne olursun yardim et sen büyüksün derken o karanlikta önüme ak yüzlü bi amca cikmazmi saka saka o anda karsiam söyle25 veya 27 yaslarinda bi abi cikti dedim abi sunu tut telefonumuzu caliyo dedim kacan cocukta orda durmazmi simdi korkuyo abi bisey yapacak diye abiye diyom abi teli caliyo kaciyo abide yaklasmayin diyo bize bicak micak vardir sizde diyo hirsizda yok abi yok saka yapiyoz biz demezmi sonra bende dedim koy telefonu git dedim ozaman sonra koydu kacti abiye tesekkür ettik abide gitti arabasina binip ama bitmedi ben daha korkuyorum cocuk bizi sokagin orda bekliyodur diye bizde ters yöne dogru gitmeye basladik sonra yolda bi demir buldum demirde var bi yarim metre aldim dedim vallaha önüme cikarsa beynini dagitirim yemin ederim dedim oda sonra iyice tirsti tabi arkadasi sonra hemen itiraf etti diyo la biz sana saka yaptik geri verecektik telini bende dedim ben saka anlamam böyle sakami olur 1 saat sürdü saka dedim sonra dedim arkadasina söyle internet cafede görüsecez polisi aricam dedim iyice tirsmaya basladi kendide gidecek ya yani hapise sonra iyice saka maka diye biseyle ruydurdu dedim sen görürsün birazdan polislerle kapina gelecez dedim bakalim ikiside simdi tirsiyodur

http://www.worldarsiv.com Her türlü paylasim ve kardeşliğin adresi